GAYRİRESMİ BOĞAZİÇİ

MÜCADELE, ELEŞTİRİ, BELLEK, TARİH

Boğaziçi’nde Michael Hardt’la Forum

fotograf

Forumda Gezi, sonrası, forumlar, üniversitenin neo-liberalleşmesi ağırlıklı olarak konuştuğumuz konulardandı.


Antonio Negri ile birlikte yazdıkları İmparatorluk, Çokluk, Ortak Zenginlik kitaplarıyla 21. yüzyılın anti-kapitalist mücadeleleri açısından önemli katkıları olan Michael Hardt, Boğaziçi Chronicles etkinlikleri kapsamında üniversitemizde çeşitli toplantılar, sunumlar ve konuşmalar yaptı. 21 Mayıs’ta gerçekleşen konferansta (Where have all the leaders gone?) son zaman toplumsal hareketlerinin yataylığı, temsiliyet krizi ve lidersizliği üzerine düşüncelerini aktaran Hardt, tartışmaya davet eden üslubuyla konferansın da Gezi’den beri alıştığımız bir tartışma formunda, forum havasında geçmesine sebep oldu. 25 Mayıs 2014 tarihinde bir forum gerçekleştirildi. Michael Hardt’ın, hocaların ve öğrencilerin forumda da zaman zaman referans verdiği Starbucks Karşı-İşgali zamanlarında, dönemin rektörü Kadri Özçaldıran ile aynı yerde, Güney spor salonunda bir toplantı yapmış, üniversitenin problemlerini ve işgalin bu problemlere dair çözüm önerilerini konuşmuştuk. Bu yüzden forum, Michael Hardt’ın katılımının ve tartışmaların zenginliğinin yanında, Boğaziçi Üniversitesi açısından tarihsel önem taşıyan bir mekanda gerçekleşmiş oldu. Starbucks karşı-işgalinin ürünlerinden biri olarak görebileceğimiz Boğaziçi Öğrenci Kooperatifi Çalışma Grubu’nun etkinliğe Gezici Kantin’le katkı sunduğunu da söylemeliyiz.

Forumda Gezi, sonrası, forumlar, üniversitenin neo-liberalleşmesi ağırlıklı olarak konuştuğumuz konulardandı.  Elbette o toplantıdan bugüne çok zaman geçti, üniversitemizde de pek çok değişim yaşandı; ancak Hardt’ın Karşı-İşgal’den bahsetmesi anlamlıydı. Karşı-İşgal, bir yandan üniversitenin şirketleşmesi sürecine doğrudan müdahale etmesiyle, bir yandan farklı üniversitelerde bir rezonans etkisi yaratması ve yaygınlaşmasıyla, bir yandan da somut kazanımlar elde etmesi ve kısmi (Boğaziçi Üniversitesi’ne has) talepleri genelleştirme çabasıyla hafızalarda önemli bir yer tutuyor. O döneme hızlıca baktığımızda, Tekel işçilerinin Ankara direnişi, HES karşıtı mücadelenin çadır pratikleri ve Karşı-işgal hem eyleyiş tarzıyla, hem de mücadele alanını kurma tarzıyla Gezi eylemlerini besleyen önemli deneyimler olarak toplumsal hareketlerin belleğinde yerini aldı.

Gezi’den bizlere kalan forum formunun da Boğaziçi’nde yerleşik bir kültürün üzerine inşa olduğunu da bir kez daha hatırlayalım. Karşı-İşgal’in “işgal meclisi”nin bir benzerini Gezi’den başlayarak kurulan park, plaza ve üniversite forumlarında görebiliyoruz. Starbucks Karşı-İşgali yatay, doğrudan demokrasiye dayalı bir meclis tarzında örgütlenmişti. Öğrencilerin, çalışanların ve akademisyenlerin katıldığı ve beraber karar alabildikleri bir mekanizma yaratmıştı. İşgalin ve burada kurmaya çalıştığımız tarzın bir sürü problemi vardı; Hardt’ın katıldığı forumda da bu tarz sorunların dünyanın bir çok yerinde ve Gezi’de de ortaya çıktığını ve mücadele içinde aşılmaya çalışıldığını konuştuk.

İşgal’in bugüne bıraktığı ve yapılan foruma da katkı sunan  Boğaziçi Öğrenci Kooperatifi’nden de biraz daha bahsedelim.  Bu çalışma üniversitedeki beslenme politikasına ve kamusal-sosyal alan politikasına doğrudan bir müdahaleydi. İşgal zamanlarında Rektör ile yapılan toplantıda halihazırda bir mutfağımız vardı ve ihtiyaçlarımızı işgal mutfağından, işgalde yarattığımız ortak alan üzerinden gideriyorduk. 25 Mayıs’taki forumda da Öğrenci Kooperatifi’nin Gezici Kantin’i Michael Hardt’ı ve katılımcıları selamlamış oldu: BUKOOP’tan alınarak hazırlanan ürünlerle forumun ihtiyacına karşılık verdi.

 

Hardt_Gezici_Kantin

Michael Hardt forumda ortak olana dair mücadelenin, yalnızca var olan iktidar biçimlerine karşı eleştirel bir pozisyon almak ve direniş göstermekle kalmayarak, ortak olanı bugünden kurması gerektiğine vurgu yapıyordu. Bir iktidar alanı olarak üniversitenin şirketleşme ve ticarileşme eğilimlerine karşı, üniversiteyi bir mücadele alanı olarak kuran, bu mücadele alanını da tabandan inşa edilen bir demokrasi ve kolektivite pratiği olarak örgütlemek gerekiyor. Boğaziçi Üniversitesinde salt direniş ve eleştiri pozisyonunun ötesine geçerek “geleceği bugünden inşa etme” çabasının mütevazi adımları uzun soluklu bir çabayla yavaş yavaş atılıyor. Forumların yanı sıra  kollektif bir emekle üretileninyine kollektif bir tarzda paylaşıldığı Öğrenci Kooperatifi bu adımların somutlaştığı noktalar olarak görülebilir.

Karşı-İşgal’den Gezi’ye, işgal meclisinden üniversite forumuna ve Öğrenci Kooperatifi’ne, Boğaziçi’nde şirketleşmeye karşı mücadele, “ortak olanın” mücadelesi olarak devam ediyor.

 

Ses Kayıtları için tıklayabilirsiniz

 

Yorum bırakın

Information

This entry was posted on Mayıs 27, 2014 by in Tarih.